Kemik Tümörü
Kemikte anormal hücre büyümesiyle oluşan kitlelerdir. Kemik tümörü iyi huylu veya kötü huylu olabilir. İyi huylular genellikle yayılmaz. Kötü huylular ise çevre dokulara ve organlara sıçrayabilir. Genellikle ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı yapar. Nedenleri tam bilinmez. Erken tanı önemlidir. Röntgen, MR ve biyopsiyle teşhis konur. Tedavi cerrahi, kemoterapi veya radyoterapiyle yapılır.
Kemik Tümörü Belirtileri Nelerdir?
Kemiklerde ağrı, en yaygın belirtidir. Başlangıçta hafif olabilir ama zamanla şiddetlenir. Gece ağrısı ya da dinlenme sırasında ağrı hissedilebilir. Şişlik veya kitle, tümörün olduğu bölgede fark edilebilir bir şişlik ya da ele gelen sertlik oluşabilir. Bu kitle zamanla büyüyebilir. Tümör ekleme yakınsa, o eklemde hareket kısıtlanabilir. Kol ya da bacak hareketlerinde zorlanma yaşanabilir. Kemiğe dokunulduğunda veya hafif baskı uygulandığında ağrı artabilir. Özellikle çocuklarda bu hassasiyet daha belirgin olabilir.
Kemik tümörü nedeniyle kemik zayıflar ve hafif darbelerde bile kırılabilir. “Patolojik kırık” denir. İlerlemiş vakalarda tümör vücudu yıpratır. Nedensiz kilo kaybı ve genel halsizlik görülebilir. Bazı kötü huylu (malign) tümörlerde hafif ateş ve gece terlemeleri eşlik edebilir. Nadiren, enfeksiyonla karıştırılabilecek kızarıklık ya da sıcaklık artışı görülebilir. Her belirti tek başına tümör anlamına gelmez. Ama bu şikayetlerden birkaçı bir arada varsa bir ortopedi ya da onkoloji uzmanına başvurmak gerekir. İstersen belirtilerin iyi huylu ya da kötü huylu tümörlerle ilişkisini de açıklayabilirim.
Kemik Tümörü Neden Olur?
Bazı kişiler doğuştan daha yatkın olabilir. Özellikle ailesinde kemik kanseri veya bazı kalıtsal sendromlar olan bireylerde risk artar. Örneğin, Li-Fraumeni sendromu gibi nadir genetik hastalıklar, tümör oluşumuna zemin hazırlayabilir. Yüksek dozda radyasyona uzun süreli maruz kalmak, kemik hücrelerinde DNA hasarına neden olabilir. Bu da hücrelerin kontrolsüz büyümesine ve tümör oluşumuna yol açabilir. Özellikle çocukluk çağında radyoterapi almış bireylerde kemik tümörü riski artar.
Geçmişte yaşanmış büyük kemik travmaları, bazı kemik enfeksiyonları ya da iyileşme sürecinde oluşan hücre değişiklikleri, uzun vadede tümör gelişimine zemin hazırlar. Bu durum her zaman kanserli tümörle sonuçlanmasa da, risk faktörü olarak değerlendirilir. Bazı iyi huylu (benign) tümörler zamanla kötü huyluya (malign) dönüşebilir. Özellikle uzun süre tedavi edilmeden kalan ya da büyümeye devam eden iyi huylu tümörlerde bu durum daha olasıdır.
Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde vücut, hücreler arasındaki anormal gelişmeleri tanımakta ve ortadan kaldırmakta zorlanabilir. Bu da tümör hücrelerinin gelişmesine ve büyümesine yol açabilir. Özellikle kemik iliğini etkileyen bağışıklık hastalıklarında bu risk artar. Paget hastalığı, kemiklerin normalden daha hızlı büyümesine neden olur ve genellikle yaşlı bireylerde görülür. Paget hastalığı olan kişilerde kemik hücrelerinin kontrolsüz büyümesi nedeniyle tümör gelişimi ihtimali yüksektir.
Nadir de olsa bazı virüsler, kemik hücrelerinde genetik değişikliklere neden olarak tümör gelişimini tetikler. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerde bu durum daha belirgindir. Bazı kanser türleri, vücudun diğer bölgelerinden kemiğe metastaz yapabilir. Meme, akciğer, prostat ve böbrek kanserleri sıklıkla kemiğe yayılır. Bu durumda kemikte oluşan tümör primer değil, sekonderdir.
Kemik Tümörü Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Cerrahi tedavi, özellikle kötü huylu (malign) kemik tümörlerinde en sık kullanılan yöntemdir. Tümörün tamamen çıkarılması amaçlanır. Günümüzde uzuv kaybını önlemek adına uzuv koruyucu cerrahi tercih edilmektedir. Gereken durumlarda çıkarılan kemik bölgesi, protez ya da kemik grefti ile yeniden yapılandırılır.
Kemoterapi, kötü huylu kemik tümörü vakalarında tümör hücrelerini yok etmek için kullanılan ilaç tedavisidir. Genellikle cerrahiden önce (neoadjuvan) veya sonra (adjuvan) uygulanır. Bazı durumlarda cerrahiye uygun olmayan tümörleri küçültmek için tercih edilir. Radyoterapi, yüksek enerjili ışınlar kullanılarak tümör hücrelerinin öldürülmesini sağlar.
Cerrahi yapılmasının zor olduğu bölgelerdeki tümörlerde, özellikle Ewing sarkomu gibi radyoya duyarlı tümörlerde etkili bir yöntemdir. Bazen kemoterapi ile kombine şekilde kullanılır. Bazı tümörlerde, tümör hücrelerinin belirli özelliklerine karşı geliştirilen özel ilaçlar kullanılabilir. Bu tedavi, klasik kemoterapiye göre daha az yan etki ile daha spesifik etki sağlar. Özellikle metastatik veya tedaviye dirençli olgularda kullanılır.
İmmünoterapi, bağışıklık sisteminin tümör hücrelerini tanıyıp yok etmesini sağlar. Bu yöntem, henüz deneysel aşamada olmakla birlikte bazı kötü huylu tümörlerde umut verici sonuçlar vermektedir. Klinik araştırmalarda giderek daha fazla yer bulmaktadır. Tedavide sadece tümörle mücadele değil, aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini artırmak da önemlidir.
Ağrı yönetimi, fizik tedavi, beslenme desteği ve psikolojik destek bu sürecin önemli parçalarıdır. İyi huylu kemik tümörü (örneğin osteokondrom, enkondrom) çoğu zaman belirti vermez ve tesadüfen tespit edilir. Bu tür tümörler sadece belli aralıklarla takip edilerek izlenebilir. Büyüme ya da ağrı oluşması durumunda cerrahi müdahale gündeme gelebilir. İhtiyaca göre bu tedaviler tek başına ya da bir arada kullanılabilir. En uygun tedavi planı, ortopedi onkolojisi uzmanları, medikal onkologlar, radyasyon onkologları ve radyologlardan oluşan bir ekip tarafından belirlenir.